Yıkılma tehlikesi yüzünden içine girmemiz de yasaktı... Bir nevi “perili ev”. Arkasında bahçesi, bahçede tulumbası varmış zamanında, görünüyor haritada.
Yazı etiketleri “İSTANBUL”
Medyascope’ta Kültür Tarih Sohbetleri isimli programı yapan Ozan Sağsöz ve Cengiz Özdemir ile Nisan ayı içinde yaptık bu kaydı...
Kaldırım Çiçeği filminden bu. Filmin kahramanları İstanbul sokaklarını arşınlarken, arada fotoğraf çektirmeye karar veriyorlar. En sevdiğim giflerimden biri de bu aslına bakarsanız.
-Evet o meyhaneye gittim. Şarab içtim. Sonra rakı istedim. Meyhaneci vermek istemedi. Ben de kendisine bir tokat vurdum. Ben kadınım, içki kullanırım. Fakat itidalimi de muhafaza ederim.
6 Şubat 1929’da İkdam gazetesi “Kari’nin Derdi” sütununda yayınlamış bir şikâyet mektubu: “Aksarayda taş kasapta Selçu Sultan mahallesinin Bedbah cami sokağı elan elektirk ziyasından mahrumdur. Evlerimizde hala kasvetenkiz idare ve kör lambalarla oturuyoruz. Sokağın yarısına kadar elektrik kablosu girdiği halde evimize almaya muvaffak olamadık. Almak için dört beş evin alması lazımmış. Ben…
Önünden geçerken görüp irkilmediyseniz ya da hikayesini bizzat birinden duymamışssanız bilmeyebilirsiniz bu binayı. İnşa edildiği 1898-99’dan bu yana, kullanımı konusunda en çok ihtilaf yaşanan İstanbul yapılarından biridir bu.
“Kurtarılmış Otonom Seksek Bölgesi.” 2012’de, İstanbul Derbent’te çekilmiş iki fotoğraf. Fotoğrafı çeken, yazının başlığını koyan ve yayınlanmasına izin verene teşekkür ederim. Kaynak